Türkiye'nin tarım sezonu, bu yıl beklenmedik bir şekilde zorlu hava koşulları ve üründe yaşanan fiyat dalgalanmaları ile geçiyor. Özellikle, yaz aylarında tarlada çalışan çiftçiler, 40 dereceye ulaşan sıcaklıklarla baş başa kalırken, üretim maliyetleri ve satış fiyatları arasındaki dengesizlik giderek artıyor. Son günlerde tarlada fiyatları 5 TL'ye kadar düşen ürünler, çiftçilerin emeklerinin karşılığını almasını zorlaştırırken, aynı zamanda tüketiciye de yansıyor. Bu durum, hem tarım sektörünü hem de gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Yüksek sıcaklıklarla mücadele ederken, birçok çiftçi tarlada geçirdiği zorlu saatler nedeniyle sağlık sorunları yaşamaktadir. Aşırı sıcaklar, hem çalışanların dayanıklılığını zora sokmakta hem de ürünlerin verimliliğini azaltmaktadır. Özellikle sebze ve meyve yetiştiriciliği yapan çiftçiler, uzun çalışma saatlerinde susuzluk ve yorgunluk problemi ile karşı karşıya kalıyor. Gıda fiyatlarındaki yükselişin yanı sıra, ürünlerini ucuza satmak zorunda kalan çiftçiler, ekonomik anlamda da büyük bir dengesizlik yaşıyor. Ürünlerin maliyetini karşılamakta zorlandıkları için birçok çiftçi, tarım faaliyetlerine devam etmekte kararsız kalıyor.
Çiftçilerin doğrudan tüm bu olumsuz durumlarla başa çıkabilmesi için gübre, sulama sistemi ve diğer tarımsal malzemeler için gereken mali kaynakların artırılması gerekmektedir. Ayrıca, sıcak dönemde tüketicilerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta, ürün alımında dikkatli seçimler yapmalarıdır. Çiftçilerin düşük fiyata satmak zorunda kaldığı ürünler, bazen kalitesiz veya fazla işlenmiş halde pazara sunulabilmektedir. Bu noktada, üreticiyi desteklemek ve sağlıklı gıdaya erişimi sağlamak için yerel pazarları tercih etmek önem kazanıyor.
Tarım sektöründeki bu dalgalanmaların devam etmesi, hem üretici hem de tüketici için sürdürülebilir bir gelecek açısından tehdit oluşturmakta. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlu dönemlerde, yerel ve ulusal düzeyde alınacak tedbirler, tarım sektörünün yeniden canlanmasına ve gıda güvenliğine katkı sağlayacaktır. Üreticilerin karşılaştığı bu zorluklara çözüm bulabilmek için çiftçi destekleme programlarının, hibe ve kredi imkanlarının artırılması gerekmektedir. Zira, gıda güvenliği, her vatandaş için son derece hayati öneme sahip bir konu olarak gündemde kalmaya devam ediyor.
Bu zorlu koşullara rağmen, çiftçilerin azmi ve çalışkanlığı, ülke ekonomisi için büyük bir değer taşımakta. Ancak unutulmamalıdır ki, sürdürülebilir bir tarım için desteklemek, çiftçilerin fiyatsal istikrarını korumak ve gıda üretiminde kalitenin artırılması amacıyla hep birlikte adımlar atılması kaçınılmazdır.