Son yıllarda Türkiye'nin gözde kayak merkezlerinden biri olan Kartalkaya, bu kış mevsiminde acı bir olaya sahne oldu. Geçtiğimiz günlerde, kayak yaparken meydana gelen bir kaza sonucunda ailesini kaybeden Doğan, yaşadığı trajediyi, toplumsal bir fırtınaya dönüştürmek istiyor. Yaşadığı kaybın ardından "Emsal karar çıkmalı" diyerek, benzer olayların tekrar yaşanmaması için hukuki süreci başlattığını belirtmekte kararlı. Doğan, sadece kendi acısını değil, tüm kayak severlerin güvenliğini riske atan bu durumun da üzerine gidilmesini talep ediyor.
Doğan ailesinin başına gelen kaza, kayak sezonunun en yoğun dönemlerinden birinde yaşandı. Ailesiyle birlikte Kartalkaya'ya giden Doğan, ne yazık ki kaza anında hem eşini hem de çocuklarını kaybetti. Olayda, kaymanın yanı sıra kayak pistindeki düzensizlikler ve yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması, yaşanan trajediyi daha da derinleştirdi. Kazanın hemen ardından sağ kalan Doğan, kaybettiği aile üyelerinin anısını yaşatmak ve bu tür olayların tekrarlanmaması için hukuk mücadelesi başlatma kararı aldı.
Doğan, başlattığı hukuki süreçte, Kartalkaya'nın işletmeciliğini üstlenen firmanın ve ilgili otoritelerin sorumluluğunu öne çıkarıyor. Bu tür kazaların önlenmesi adına yaşanan olayın emsal niteliğinde bir davaya dönüşmesini isteyen Doğan, "Bu acıyı bir daha yaşamak istemiyorum. Emsal karar çıkmalı ki bir daha kimse benim gibi olmasın" ifadelerini kullanıyor. Türkiye'de kayak merkezlerinin güvenliği ile ilgili standartların artırılması gerektiğini belirten Doğan, hem sosyal medya üzerinden hem de geleneksel medya aracılığıyla taleplerini dile getiriyor.
Doğan'ın hikayesi, sadece bireysel bir acı değil, aynı zamanda toplumun bir bütün olarak güvenlik konusuna ne kadar duyarsız kaldığını da gözler önüne seriyor. Kayak sezonunun başlamasıyla birlikte bu tür kazaların artabileceği endişesi, hem beraberinde gelen trajik sonuçlar hem de sosyal sorumluluk açısından büyük bir mesele. Doğan'ın başlattığı kampanya yalnızca bir kaza davası olmayıp, aynı zamanda Türkiye'deki tüm kayak severler için güvenlik standartlarının yükseltilmesi adına da önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Yaralanan ve kaybedenlerin yanında olan birçok sivil toplum kuruluşu da Doğan’ı destekliyor. Bu tür travmalara karşı duyarlılığın artırılması ve gereken önlemlerin alınması adına gösterilen bu birliktelik, toplumsal bir farkındalık yaratma hedefi taşıyor. Kartalkaya gibi önemli bir mekanın geleceği için mutlaka gerekli adımların atılması gerektiğini belirten uzmanlar, bu tür kazaların tekrarlanmasının önüne geçilmesi için yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılmasını öneriyorlar.
Ailesini kaybeden Doğan, yaşadığı bu zorlu süreçte yalnız olmadığını hissettirmek amacıyla diğer mağdurlarla da iletişim kurarak, dayanışma içerisinde olmaya çalışıyor. "Yalnızca kendi acımı değil, başka ailelerin de bu duruma düşmemesi için savaşacağım" diyor. Eylemlerini yalnızca kişisel bir intikam olarak değil, toplumsal bir sorumluluk olarak gören Doğan, bu mücadeleyi devam ettireceğe benziyor. Bu olay halkı, mahkemeleri ve yetkilileri sağduyulu bir şekilde düşünmeye ve gerekli adımları atmaya teşvik ediyor.
Sonuç olarak, Doğan’ın yaşadığı acı, yalnızca kendisine değil, tüm topluma ders vermesi gereken bir hikaye haline dönüşüyor. Kartalkaya'daki kazanın ardından başlatılan bu süreç, güvenli kayak pratiklerinin yanı sıra, bireylerin haklarını koruma konusunda da önemli bir adım teşkil edebilir. Bu kapsamda, emsal karar taleplerinin yanı sıra, kayak merkezlerinde uygulanan güvenlik standartlarının geliştirilmesi ve zayıf noktaların güçlendirilmesi, gelecekte daha az hüsran yaşanması adına büyük önem arz ediyor.