İran, bölgede artan gerilimler ve ABD ile giden şiddetli diplomatik çatışmalar çerçevesinde, askeri hazırlıklarını hızlandırmaya devam ediyor. Son günlerde Tahran'ın savunma ve saldırı kapasitelerini artırmaya yönelik yaptığı çalışmalar, hem uluslararası arenada hem de bölgesel düzeyde dikkatleri üzerine çekmiş durumda. İran'ın olası bir misilleme senaryosunu hayata geçirmesi, çeşitli stratejik ve askeri hamleleri beraberinde getirebilir. Peki, Tahran bu konuda hangi senaryolar üzerinde duruyor? İşte İran'ın ABD'ye karşı geliştirebileceği üç olası misilleme senaryosu.
İran’ın en belirgin misilleme senaryolarından biri, füzelerle hedef alma stratejisi. İran, uzun süredir geliştirdiği balistik füze programı ile dikkat çekiyor. Bu program, hem İran’ın askeri kapasitesini gösteriyor hem de potansiyel düşmanlarına karşı bir caydırıcılık unsuru olarak hizmet ediyor. İran, hedef ülke olarak ABD’nin Orta Doğu’daki askeri üslerini belirleyerek, bu üsleri hedef alacak iddialı bir füze saldırısı gerçekleştirebilir. Özellikle Bahreyn, Kuveyt ve Suudi Arabistan’daki askeri üsleri bu hamlenin radarında yer alabilir. Böyle bir senaryo, bölgedeki Amerikan güçlerini olumsuz etkileyebilir.
Bir diğer olası senaryo ise, İran’ın siyasi ve ekonomik baskı mekanizmalarını devreye sokması. Bu bağlamda, İran, müttefikleriyle işbirliği yaparak, ABD’ye karşı yeni bir siyasi blok oluşturabilir. Ayrıca, enerji kaynaklarını kullanarak, petrol fiyatları üzerinde baskı oluşturma yoluna gidebilir. Hali hazırda yürütülen yaptırımlar nedeniyle zor bir ekonomik durumla karşı karşıya kalan İran, bunun yanı sıra bölgedeki enerji geçiş yollarını hedef alarak, uluslararası petrol piyasasındaki dengeleri sarsma yoluna gidebilir. Bu da ABD'nin uluslararası alandaki konumunu sarsabilir.
Sonuç olarak, İran’ın ABD’ye yönelik misilleme planları, hâlâ belirsizliklerle dolu ve yaşanan gelişmelere göre değişkenlik gösterebilir. Ancak, bu durum, uluslararası ilişkilerdeki gerginliği daha da artırabilir. Her iki taraf da karşılıklı olarak dikkatli adımlar atmak zorunda. Bölgedeki istikrarın sağlanması ve büyük ölçekli bir çatışmanın önlenmesi için diplomatik yolların yeniden gündeme getirilmesi üzerine yoğunlaşılması hayati önem taşıyor. Amansız bir çatışma yerine, uzlaşı ve diyalog yolunun tercih edilmesi, hem bölge ülkeleri hem de dünya için daha hayırlı bir sonuç doğurabilir.