Futbol tarihinin en büyük efsanelerinden biri olan Diego Maradona'nın bir dönem sahaya çıktığı kritik maçlardan birini yöneten Türk hakem, o gün yaşanan unutulmaz anıları ilk kez gün yüzüne çıkardı. Hakem, maçın neden geç başladığını ve o anlarda yaşadığı duyguları içten bir şekilde paylaşıyor. Maradona'nın parladığı o dönemde, sahadaki atmosferin ne denli yoğun ve heyecan dolu olduğunu betimleyen hakem, birçok izleyicinin merak ettiği sırları da gün yüzüne çıkarıyor. İşte, futbol tutkunlarının hafızalarındaki yerini koruyan o büyük maç ve ve Türk hakemin anıları!
O gün, her zamankinden farklı bir atmosfer hakem odasını sarmıştı. Maradona’nın sahaya çıkacağı duyurulduğunda, herkesin bir anlık sessizliğe gömüldüğünü hatırlıyorum. Sadece statta değil, ekran başında olan milyonlarca kişi, o unutulmaz anı izlemek için sabırsızlanıyordu. Maç öncesinde gerçekleştirilen toplantılarda, hakemler arasında Maradona’nın etkisi üzerine sıkça konuştuk. Herkes, onun sadece bir futbolcu değil, adeta bir efsane olduğunun farkındaydı. Bu durumun üzerimde yarattığı baskıyı itiraf edebilirim; beklentiler fazlaydı ve ben bu beklentilere uygun bir maç yönetmek zorundaydım.
Maçın başlamasına dakikalar kala, saha içindeki yoğun tartışmalardan dolayı bir gecikme yaşandı. O sırada yaşanan aksaklıkların nasıl çözüleceğine karar verirken oldukça dikkatli olmalıydım. Maradona'nın ve diğer oyuncuların tutumlarını gözlemleyerek, stadyumdaki gerilim yükseliyordu. Taraftarlar, Maradona’yı görmek için oradaydı, sadece futbol oynamasını değil, aynı zamanda bu büyük efsanenin sahada geçen canlı performansını da izleme heyecanı taşıyorlardı. Maçın başlaması tam olarak beklenildiği gibi olamasa da, hakemler olarak sahayı sahiplendiğimizde her şey yerine oturdu.
Maç sonunda, sadece bir futbol karşılaşması değil, birçok insan için unutulmaz anılar biriktiren bir organizasyon olduğunun farkına varmıştık. Maradona’nın birçok efsanesinin yanı sıra, o gün yaşadıklarım da hayatım boyunca benimle olacak. İnanılmaz bir deneyimdi ve tüm dünyaya, Türk hakemlerinin de böyle önemli bütçeleri taşıyabileceğini gösterdi.
Maradona'nın o maçta kaydettiği futbol yetenekleri ve sahadaki özgüveni yanında, Türk hakemi olarak yaşadığım deneyim, benim için de efsane bir anı oldu. Bu tecrübelerin ardından, futbolun yalnızca bir oyun olmadığını, aynı zamanda insanlar arasında bağ kuran bir iletişim aracı olduğu gerçeğini bir kez daha anlamıştım. Bugün geriye dönüp baktığımda, Maradona ile yaşanan bu maç, hem Türk futbolu hem de uluslararası arenada önemli bir kilometre taşı olarak akıllarda kalacak.
Son olarak, o tarihlerde bu tür büyük bir organizasyonda yer almanın ne denli anlamlı olduğunu görüyorum. Yaşananlar, futbolseverler için her zaman hatırlanacak ve anlatılacak bir hikaye olarak kalacak. Hakemlerin de sahada göz önünde olması gerektiği, maçın asıl ruhunun yalnızca oyuncular değil; tüm organizasyonun bir bütün olduğunun kanıtıdır. Yıllar sonra bile Maradona gibi büyük bir efsane ile sahada olmak, benim için paha biçilmez bir deneyim oldu ve Türk hakemliği adına gurur verici bir anı olarak hatırlanacak.