Türk gazetecilik tarihine damga vuran Nihat Genç, 2023 yılında yaşadığı ani rahatsızlık sonucu hayatını kaybetti. 1990'lı yıllardan itibaren medya dünyasında yer alan Genç, özellikle köşe yazıları ve televizyon programlarıyla geniş bir kitleye hitap etti. Hem cesur duruşu hem de tartışmalı konulara getirdiği bakış açısıyla öne çıkan Genç, siyasi görüşleri ve eleştirileriyle tanınan bir isim olmuştu. Nihat Genç’in kaybı, kendisini seven ve sayan birçok insanı derinden üzdü. Gazeteci, yazar ve televizyon programcısı olarak pek çok insana ilham veren Genç, Türk medyasının önemli figürlerinden biriydi.
Nihat Genç, 1954 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Eğitimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladıktan sonra gazetecilik kariyerine hızla adım attı. Genç, 1980'li yıllarda dönemin önemli gazetelerinde çalışarak kendini Türkiye’nin gündemine taşıyan konularda cesurca yazılar kaleme aldı. Kale, Milliyet ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Zamanla medya dünyasında tanınan bir isim haline geldi. Yazıları, çoğu zaman toplumun nabzını tutma konusunda dikkat çekici bir şekilde öne çıkıyordu. Nihat Genç, yazılarında sadece ülke gündemini değil, sosyo-kültürel meseleleri de işlemesiyle biliniyordu. Sade bir Türkçeyle yazdığı yazılar, derin içgörüler ve etkileyici analizlerle doluydu, bu da onu hem takip edilen hem de tartışılan bir yazar yaptı.
Nihat Genç’in vefatı, Türkiye’de ve uluslararası medya camiasında geniş yankı buldu. Sosyal medya kullanıcıları, gazeteciliğe olan katkılarını anmak için çeşitli paylaşımlarda bulundu. Genç’in yazdıkları ve yorumları, birçok insanın düşünme biçimini etkiledi ve genç gazetecilere ilham verdi. Vefat haberinin ardından medya kuruluşları, ona dair anma yazıları yayımlamaya başladı. Nihat Genç, sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda bir öğretici ve ilham kaynağıydı. Kendi düşünce dünyasını oluştururken, başkalarına da ilham olmayı başaran bir figürdü. Birçok yapıta imza atan Nihat Genç, romanları ve denemeleriyle de okurlarının yüreğine dokunmayı başardı. Özellikle “İstanbul” ve “Zaman” adlı kitapları, onun kaleminden dökülen düşüncelerin derinliği açısından dikkat çekici eserler arasında yer alıyor.
Nihat Genç’in kaybı, Türk medyasının hayatında doldurulamaz bir eksiklik yarattı. En azından onun gibi cesaretle fikirlerini savunan, toplumda önemli meseleleri sorgulayan gazetecilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Bugün, Nihat Genç’in bıraktığı miras ve yazdıkları sayesinde medya alanında daha çok sorgulayıcı ve sorgulayan bireylerin yetişmesi umuluyor. Kendisi, kadın-erkek eşitliği, demokrasi, insan hakları gibi konulara olan yaklaşımıyla da pek çok insana ilham vermiş, zihinlerde yer edinmiştir.
Sonuç olarak, Nihat Genç’in hayatını kaybetmesi, sadece bir bireyin kaybı değil, Türk gazeteciliği için bir dönemin sona ermesi anlamına gelmektedir. Onun özgün kalemi, cesur yazıları ve topluma dair derin düşünceleri, her zaman hatırlanacak ve anılacaktır. O, gazeteciliğin dur durak bilmeyen bir savaşçısıydı. Onun anısına sahip çıkmak, onun düşüncelerini yaşatmak ve sorgulayıcı bir bakış açısıyla ilerlemek, tüm gazetecilere düşen bir görev olmalıdır. Nihat Genç, ardında bıraktığı eserleri ve düşünceleriyle herzaman hatırlanacak bir isim olarak kalacak.