Sakarya'nın Hendek ilçesinde, 11 kişinin hayatını kaybettiği ve 30 kişinin de yaralandığı katliam gibi kaza, tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Süreç içerisinde gözler, kazanın ardından açılan davaya çevrildi. Çeşitli duruşmalarda tanıkların ifadeleri ve deliller üzerine yapılan değerlendirmeler, kamuoyunun dikkatini çekmeyi sürdürüyor. 3. duruşma, 28 Eylül 2023 tarihinde gerçekleşti ve bu seferki oturumda kritik gelişmeler yaşandı. Daha önceki duruşmalarda yaşanan tartışmalar ve elde edilen bulgular, bu sefer adaletin ne kadar yerini bulacağıyla ilgili önemli ipuçları verdi.
11 kişinin hayatını kaybetmesine ve 30 kişiden fazlasının yaralanmasına neden olan kazanın detayları, duruşmalarda daha geniş bir şekilde ele alındı. İlk duruşmada kazanın nasıl gerçekleştiği üzerine çeşitli anlatımlar ve gözlemler gündeme geldi. Kazanın, bir otomobilin hızla seyrederken yol kenarındaki kalabalığın arasına dalması sonucu meydana geldiği bildiriliyor. Tanıkların ifadeleri, o anın dehşetini ve paniğini bir nebze olsun gözler önüne serdi. Üstelik, kazanın sebepleri üzerine yapılan incelemelerde sürücünün alkol ve uyuşturucu tesirinde olup olmadığı da büyük merak konusu oldu.
İkinci duruşmada, kazaya karışan aracın teknik raporu değerlendirildi. Trafik güvenliği mühendisleri, aracın hızının aşırı olduğuna ve güvenlik standartlarına uymadığını savundu. Çeşitli uzmanların katılımıyla yapılan incelemelerde, kazanın sadece sürücünün hatası değil, aynı zamanda yol ve trafik güvenliğiyle ilgili eksikliklerin de etkili olduğu belirtildi. Bu durum, mağdurların aileleri ve toplumu daha da öfkelendirdi. Zira, değiştirilebilecek birçok aksaklığın bu trajediyi önleyebileceği öne sürüldü.
28 Eylül tarihli 3. duruşma, hem mağdur aileleri hem de tüm Türkiye gerekmedikçe tanık olarak bilgilendirilmiş, kamuoyunda büyük ilgiyle takip edilmiştir. Olay yeri inceleme ekibinin kazayla ilgili hazırladığı kapsamlı rapor, duruşma sırasında sunulmuş ve birçok detay gün yüzüne çıkmıştır. Duruşma mütalaasında, kazanın meydana geldiği sırada aşırı hızda ve dikkatsiz bir sürüşle hareket eden sanığın gözaltına alınmasının yanı sıra, kazayı önlemek için alınması gereken önlemler de dile getirilmiştir.
Özellikle harmanlanmış kanunu ihlal eden faktörlerin vurgulanması ve yapılan ihmallerin sorumluları açıkça sorgulanması, duruşmanın seyrini büyük ölçüde etkilemiştir. Mahkemede en çok dikkat çeken noktalardan biri, sanığın pişmanlık gösterip gösteremeyeceği olmuştur. Kaza sonrası hayatını kaybedenlerin ailelerinin acısı ve adalet arayışları birçok tanığı etkileyerek, duruşmayı daha da dramatik hale getirmiştir.
Bunun yanı sıra, duruşmada ortaya çıkan bir diğer önemli detay ise, kaza sonrası alınan önlemlerin yetersizliği üzerine yapılan eleştiriler olmuştur. Mağdur aileleri, gerekli güvenlik önlemlerinin neden alınmadığını sorgulayarak, devletin bu konudaki sorumluluğunu gündeme taşıdı. Uzmanların, yol güvenliğinin sağlanması adına kamuoyuna açık çağrılarda bulunması ve gelişmiş ülkelerdeki trafik düzenlemelerinin örnek gösterilmesi, duruşmanın bir başka önemli noktası olmuştur.
Sonuç olarak, Sakarya'daki bu acı olay sadece mağdur ailelerinin değil, tüm toplumun adalet ve güvenlik duygusunu da sorgulamasına neden oldu. Mahkeme, önümüzdeki günlerde duruşmalarına devam edecektir. Gelişmeler, kamuoyunda büyük bir ilgiyle takip edilmeye devam edecektir. 11 canın yitirilmesi ve bu yanmış hayatların arkasında yatan sorumluların adalet önünde hesap vermesi, Türkiye’nin vicdanını rahatsız eden bir konu olmaya devam edecek. Duruşmaların nasıl şekilleneceği, yaşanan trajedinin ardından alınacak dersler ve bunun toplum üzerindeki etkileri, gelecek günlerde netlik kazanacaktır.