Şırnak'ta yaşayan Beşir ve Zeynep Güler, sıradan bir hayatın ötesine geçerek hayallerini gerçekleştirmeyi başardı. İneklerden elde ettikleri gelirle 16 yılda 6 kıta ve 40 ülke gezerek, hem kendileri hem de diğer çiftçilere ilham kaynağı oldular. Bu sıra dışı yolculuğun ardındaki motivasyon, zorluklarla dolu hikayeleri ve keşfettikleri kültürel zenginlikler, birçok insanın dikkatini çekiyor. Peki, bu çiftin bu kadar geniş bir coğrafyada gezme hikayesi nasıl başladı? İşte detaylar.
Beşir ve Zeynep Güler, Şırnak'taki küçük çiftliklerinde inekleriyle birlikte yaşamaya başladıklarında büyük hayaller peşindeydiler. Çiftlik hayatının zorlukları, onları sadece günlük yaşamın kısıtlılığına mahkum etmedi; aksine, bu zorluklar yeni fırsatlar doğurdu. İnce düşünen ve cesur olan Güler çifti, sahip oldukları ineklerden elde ettikleri süt ve süt ürünleriyle yola çıkarak hem ekonomik hem de kültürel bir yolculuğa çıkacaklardı. “Neden sadece Şırnak'ta kalsın ki?” diyerek başladılar yolculuklarına. Çiftin yolculuğu önce Türkiye’nin farklı şehirlerine, ardından ise yurtdışına uzandı.
Çiftin seyahat masraflarını karşılamak için yarattığı strateji ise oldukça dikkat çekici. İneklerden elde ettikleri sütleri, pazarlara götürüp satarak kazanç elde eden Güler çifti, her bir tükettikleri üründen kazandıkları gelirle seyahatlerini finanse ettiler. “İnekler, bizim yol arkadaşlarımız oldu,” diyen Beşir, bu sürecin sadece kendilerine değil, çevrelerindeki çiftçilere de büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirtti. Destinasyonları belirlerken, her biri için ayrı bir heyecan yaşadıklarını kaydeden Zeynep, “Farklı kültürleri görmek, onların yemeklerini tatmak ve insanlarla tanışmak bize yeni bakış açıları kazandırdı,” şeklinde konuştu.
Bu çiftin maceraları sadece birbirleriyle değil, gezdikleri ülkelerde tanıştıkları insanlarla da güçlü bağı kurmalarında yardımcı oldu. Her ülkenin kendine has özelliklerini keşfetmek, onların yalnızca birer turist olmalarının ötesinde global birer yurttaş olmalarına katkı sağladı. Çiftin gezileri, ineklerin sağladığı belirli bir ekonomik gelirle birleşince, gezmek için gerekli olan cesareti bulmuş oldular. Aynı zamanda, gezdikleri yerlerden edindikleri deneyimleri, çiftliklerinde hayata geçirerek avrupa standartlarında tarım yapma yolunda adımlar attılar.
Beşir ve Zeynep’in hikayesi, yerleşik hayatın getirdiği rutinlerden sıyrılmak, hayal etmek ve bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek üzerine kurulu. Şırnak’ın zorlu coğrafyasında başlayan bu yolculuk, ikilinin yeni deneyimlere açık olmaları ve azimle çabalamalarından kaynaklanıyor. Yolda karşılaştıkları zorluklar, her zaman hedeflerine ulaşmalarını engellemiyor; aksine, daha fazla mücadele etmeleri gerektiğini hatırlatıyor. Çiftin hikayesi, yalnızca gezileriyle değil, aynı zamanda yerel ve küresel tarım projelerine de katkıda bulunarak kendi köylerindeki tarıma yön vermeleriyle de ön plana çıkıyor.
Şırnaklı çiftin bu sıra dışı yolculuğu, sadece romantik bir tatil hikayesinden öte, arzularını gerçekleştirmek için atılan somut adımların, azmin ve dayanışmanın bir göstergesidir. Ülkemizdeki birçok insan için bir ilham kaynağı olmanın yanı sıra, gidecekleri her yerden edindikleri kültürel değerleri de kazandırmayı hedefliyorlar. “Belki de kalbinde her biri başka bir ülkeyi barındıran ineklerimiz, bizleri zenginleştiren deneyimler sunuyor,” ifadesi ile çiftin gözlerindeki heyecanı ve tutkularını açıkça görebiliyoruz.
Sonuç olarak, Şırnaklı çift Beşir ve Zeynep Güler, sadece ineklerle değil, aynı zamanda hayal güçleriyle de gezegenin dört bir yanını fethediyor. İneklerden kazandıklarıyla çıktıkları bu yolculuk, aslında hepimizin içinde var olan keşfetme arzusunun ve olası maceraların kapılarını aralıyor. Onların hikayesi, hayatın zorlukları karşısında pes etmemek, hayal kurmaktan vazgeçmemek ve özümüzü bulmak adına hepimize büyük dersler sunuyor. Gelecek gezileri nerelerde olacak bilinmez, ancak kesin olan bir şey var ki, Şırnak’ın bu cesur çifti, yolculuğa devam edecek!